- bilmeden
ымышIэу
Турецко-адыгский словарь. - Майкоп, Адыгейское книжное издательство.. ТIэшъу Ясин (Mehmet Yasin Celikkıran). 1991.
Турецко-адыгский словарь. - Майкоп, Адыгейское книжное издательство.. ТIэшъу Ясин (Mehmet Yasin Celikkıran). 1991.
uyku nedir bilmeden — dinlenme imkânı bulamadan … Çağatay Osmanlı Sözlük
gaf yapmak — bilmeden yersiz bir davranışta bulunmak veya başkasını incitecek söz söylemek, pot kırmak, çam devirmek Sesinde ve tavrında hiçbir değişiklik olmamasına rağmen bir gaf yaptığımı zannederek kulaklarıma kadar kızardım. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
yanılgıya düşmek — bilmeden bir yanlışlık yapmak Eski bakan bir yanılgıya düşmüştü. Ç. Altan … Çağatay Osmanlı Sözlük
ezbere konuşmak — bilmeden, aslını arayıp sormadan konuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
Ferhan Şensoy — (born February 26, 1951 in Çarşamba, Turkey) is a prominent Turkish writer, actor and stage director. BiographyBorn in Çarşamba, Samsun, Şensoy started his secondary school education at Galatasaray High School and completed it in Çarşamba High… … Wikipedia
Cəngəmiran — Municipality … Wikipedia
Eceabat — Maydos Administration Pays … Wikipédia en Français
atmak — i, e, ar 1) Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak Taşı suya atmak. 2) Bir şeyi yere doğru bırakmak 3) Bir kimsenin ilişiğini kesmek Adamcağızı berbat bir yere attılar. 4) e, nsz Koymak Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz. B. Felek 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çarık — is., ğı 1) İşlenmemiş sığır derisinden yapılan ve deliklerine geçirilen şeritle sıkıca bağlanan ayakkabı Tozla örtülmüş çarıklarının eskiliği belli olmuyor. Ö. Seyfettin 2) Araba yokuş aşağı giderken tekerleği frenlemek için altına sürülen demir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ezbere — zf. 1) Ezberleyerek, bir yerden okumayarak, bir yere bakmayarak Siz piyesi âdeta ezbere biliyorsunuz. P. Safa 2) mec. Aslını, gerçeğini anlamadan, bilmeden, düşünmeden, incelemeden Sen bunu ezbere söylüyorsun. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kazara — zf., Ar. ḳażāˀ + Far. rā 1) Kaza sonucu, yanlışlıkla, bilmeden, kazaen, ezkaza Kazara çarptım herifçioğluna, koyduğu şeytan minarelerinin üstüne kıçüstü düşüverdi. S. F. Abasıyanık 2) Rastgele, tesadüfen Köşkün kapısından kazara postacı geçse… … Çağatay Osmanlı Sözlük